11 Aralık 2014 Perşembe

2014 Biterken

Sizi bilmem ama ben 2014’ü hayatla mücadele ederek geçirmişim.

Hayat mücadelesi değil, hayatla mücadele

İnat ettim, kızdım, isyan ettim, teşekkür ettim, şükrettim, reddettim, yutkundum, unuttum.

Ben bu sene hayatla kavga ettim.

Darısı 2015’in başına. Umarım birbirimizle daha barışık oluruz!




Eşim evlendiğimizden beri çok inatçı olduğumu söyler, bense hep inkâr ederdim.

Hakkını yemişim sevgilim.

Ben basbayağı inatlaşıyorum.

Hem de öyle böyle bir inatlaşma değil; afacan bir ufaklık gibi banane banane diyerek, omuzlarımı indirip kaldırarak, yeri geldiğinde adeta yerlerde sürüklenerek, burnundan sümük kabarcığı fışkırtırcasına ağlayarak, kısacası delicesine inatlaşıyorum.

Hep güzellikler olsun istiyorum hayatımda. Çok mu?

İstediğim kariyere ulaşabileyim, istediğim zaman çocuk sahibi olabileyim, masallardaki gibi bir hamilelik geçireyim, hayalini kurduğum gibi bir çocuğum olsun, refah içerisinde yaşayayım, çikolata yiyerek de fit kalabileyim… Çok mu?

Okurken içinizden bir kahkaha attınız sanırım.

Evet, biliyorum, olmuyor.

Kazık yemeler, adaletsizlikler, şanssızlıklar, yenik düşmeler hepimizin salonlarının başköşesinde duruyor.

O başköşede ödüller, kupalar da var elbet. Galibiyetimizi hatırlamak güç veriyor bize.

Ama böyle oluyor işte arada. 

İnsan şükredemiyor. İsyan ediyor. Biraz daha fazlasını hak ettiğini düşünüyor. Bir parçacık güzel habere muhtaç hissediyor.

Duyuyor musun beni 2015?

Lütfen güzelliklerle gel, iyi haberlerle, neşeyle, sürprizlerle gel.


İnan ki, yerlerde tepinip ağlamaya halim kalmadı!

Rumuz: Sevimli Keçi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder